SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CİHAD BAHSİ

<< 2698 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا صَالِحُ بْنُ سُهَيْلٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى يَعْنِي ابْنَ أَبِي زَائِدَةَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنْ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ غُلَامًا لِابْنِ عُمَرَ أَبَقَ إِلَى الْعَدُوِّ فَظَهَرَ عَلَيْهِ الْمُسْلِمُونَ فَرَدَّهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى ابْنِ عُمَرَ وَلَمْ يَقْسِمْ

 

قَالَ أَبُو دَاوُد وَقَالَ غَيْرُهُ رَدَّهُ عَلَيْهِ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ

 

İbn Ömer'den rivayet olunduğuna göre,

 

Kendisine ait bir köle düşman (tarafın) a kaçmış, bir süre sonra da müslümanlar düşman'a galip gelmişler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) o köleyi îbn Ömer'e geri vermiş ve (o köle) taksime tabi tutulmamıştır.

 

Ebu Dâvûd der ki, bu hadisi Yahya'dan başka bir ravi de, "O, köleyi'Halid b. Velid, îbn Ömer*e geri Verdi" şeklinde rivayet etti.

 

 

İzah:

Muvatta, cihâd; Ahmed b.Hanbel, IV, 428, 432.

 

Bu hadis-i şerif, "İslam ülkesini istilâ eden müşrikler müslümanlardan ele geçirmiş oldukları mallara hiçbir zaman malik olamazlar” diyen ulemânın delilidir. Ancak İslam ulemâsı bu meselede ihti­lafa düşmüşlerdir. İmam Ahmed ile Hanefî ulemâsına göre, kâfirler istila et­tikleri İslam ülkelerindeki müslümanlara ait malları kendi ülkelerine götürmekle bu mallara malık olurlar. İmam Ahmed'den gelen ikinci rivaye­te göre ise, mâlik olamazlar.

 

İmam MahVe göre, Kafirler müslümanlar in ellerinde bulunan bir ül­keyi istila edip oradaki müslümanlara ait malları ele geçirmekle, o mallara sahip olurlar. Onlara sahip olabilmeleri için, kendi ülkelerine götürmüş ol­maları şart değildir. Delilleri ise, "Akil bize bir ev bıraktı mı da?" manasına-gelen 2010 numaralı hadis-i şeriftir. Bu görüşte olan kimselere göre; Hazreti Peygamber bu sözüyle, Mekke'yi ele geçiren müşriklerin oradaki mallara sahip olduklarını ifâde etmek istemiştir.

 

İmam Şafii'ye göre ise; Kafirler bir ülkeyi istila edip orada müslüman­lara ait mallan ele geçirmekle asla onlara malik olamazlar. Binâenaleyh müs­lümanlar bir küfür ülkesini istilâ edip de orada daha önce kafirlerin eline geçen mallarım tekrar ellerine geçirecek olurlarsa, İmam Şafii'ye göre bu mal­lar derhal ilk sahiplerine iade edilir. Mücâhidler arasında taksim edilmiş bile olsa yine hüküm böyledir. Hanefî ulemâsıyla İmam MahVe ve İmam Ah­med'den bir rivayete göre ise bu mal mücahidlere taksim edilmeden önce sa­hibinin eline geçerse meccanen ona verilir. Fakat taksimden sonra eline geçecek olursa değerini ödeyerek alır.

 

Kâfirlerin, savaşta müslümanlara galib gelerek ehl-i İslamdan hür ka­dın veya kızları ele geçirmeleri halinde onlara hiçbir zaman sahip olamaya­cakları hususunda müetehidler ittifak etmişlerdir. Kâfirlerin, Müslümanlara ait Müdebber Hükateb ve Ümmü veled denilen köle ve cariyeleri ellerine ge­çirmeleri halinde onlara sahip olup olamayacakları meselesi de ulema ara­sında ihtilaflıdır. Ulemanın pekçoğuna göre kafirler savaşta müslümanlardan ganimet olarak elde ettikleri sözü geçen köle ve cariyelere sahip olurlar. Ha­nefi ulemâsına göre sahip olamazlar.

 

Efendisinden kaçıp da küffarın eline geçen kölenin, onların mülkiyeti­ne girip girmeyeceği meselesi hanefi uleması arasında da ihtilaflıdır. İmam Ebû Hanife (r.a)'ye göre, bu köleye düşman sahip olamaz. İmam Ebû Yu­suf ve İmam Muhammed ile diğer üç mezheb imamına göre ise, bu köle düş­manın mülkü olur. Fakat mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte bu kölenin kafirlerin mülkiyetine geçemeyeceği açıkça ifade edilmektedir.

 

Sunuda belirtmek isterizki; "savaşçı bir topluluk müslümanların mal­larını, kadınlarını, çocuklarını elde ederek dar-ı harbe götürmek isterse ve böyle bir girişimde bulunursa buna engel olmaya çalışmak bütün müslümanlar için bir vecibedir."[Bk. Bilmen Ö.N. Hukuk-u İslamiyye, III, 405; Davudoğlu A. Ibn-i Abidin Terceme ve Şerhi, VIII, 428.] Ebu Davud'un açıklamasına göre mevzumuzu teşkil eden hadiste geçen "Bunun üzerine Rasûlullah (S.A.V.) o köleyi İbn Ömer'e ge­ri verdi." anlamına gelen cümleyi Yahya b. Zaide'den başka bir ravi de; "O köleyi Halid b. Velid İbn Ömer'e geri verdi." anlamına gelen lafızlarla riva­yet etmiştir. 2699 numaralı hadis-i şeriften anlaşılıyor ki: Hadisi bu şekil­de rivayet eden ravi İbn Numeyr'dir.